Bazen bir kavanozun içinde unuttuğumuz bir hikâyeyi buluruz. iksor tam da bu yüzden doğdu: Tunceli’nin dağlarından süzülen balın, sadece tatlı bir lezzet değil, toprağa, insana, zamana ve sağlıklı yaşama açılan bir kapı olduğuna inandık.
TÜİK’e göre Tunceli, Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu il. Ortalama 80 yılı aşan ömürler… Bu coğrafyada uzun yaşamın sırrını bilenler bilir: Munzur’un buz gibi suyu, katkısız dağ otları, temiz süt, zahmetsiz komşu sofraları ve elbette kovanın başında sabırla üretilen saf bal.
Ama bugün Tunceli de değişiyor. Gençler göç ediyor, köylerdeki kovanların sesi azalıyor. TÜİK ve bölge raporlarına göre Tunceli’de yaklaşık 80 bin civarında kovan kalmış durumda; bu sayı, komşu illere kıyasla en düşük seviye. Kovan başına verim her yıl düşerken, kırsalda yaşam da giderek yaşlanıyor. Gençlerin çoğu köyde kalmak istemiyor; çünkü umut, gelir, hikâye yok sanıyor.
Tam da burada devreye iksor giriyor. Biz, bir kavanoz balın ardına saklanmış bu büyük hikâyeyi yeniden hatırlatmak istedik. Bu yüzden sadece bal üretmiyoruz; Tunceli’de gençlerin ve kadınların kırsalda kalabilmesi için yeni bir neden inşa ediyoruz. iksor bir sosyal ve yeşil girişimcilik örneği. Çünkü arıcılık burada sadece bir gelir değil, toprağa sahip çıkmanın, doğayı korumanın, nesilden nesile aktarılan bilgeliği yaşatmanın yolu.
Bizim için her kavanoz bal, sofraya konan tatlıdan ibaret değil. Adil ticaret demek, emeğin hakkını tam vermek demek. Tüketici içinse katkısız, izlenebilir, temiz bala güvenle ulaşmak demek. Büyük şehirdeki bir aile, Tunceli’deki bir kadının kovanına dokunabiliyor.
Bir arı, Munzur’un eteğinde kanat çırptığında, İstanbul’da, Berlin’de ya da Londra’da bir sofrada onun hikâyesi duyulsun istiyoruz. Çünkü Tunceli’nin uzun yaşam sırrı, büyük market raflarında kaybolmasın; toprağın tadı, arının emeği sofralarda var olsun.
Bugün iksor, Tunceli’de doğaya, insana ve zamana sahip çıkmak isteyen herkesin ortak masası. Kovan başında bir genç, köyde kalan yaşlıyla birlikte üretiyor. Arılar sadece bal taşımıyor; toprağı, kökü, dayanışmayı geleceğe taşıyor.
Ve biz biliyoruz: Bu topraklarda uzun yaşamın sırrı; temiz üretimde, adil paylaşımda, dayanışmada saklı. iksor tam da bu yüzden var. Unuttuğumuzu hatırlamak, hatırladığımızı yaşatmak, sofralara gerçek balı koymak için. Belki bir gün, Munzur’un suyunu içip bu balı yiyen çocuklar, uzun ömürlü dedeleri gibi toprağına sahip çıkar.